Leros Adası, Bodrum kıyılarına çok yakın olmasına rağmen direkt ulaşım olmadığı için yatçılar hariç pek kimsenin bilmediği bir adaydı. Hal böyleyken, turist kalabalığından korunmayı başaran Leros'un özgünlüğü yüzünüzü gülümsetiyor. Küçük ama girintili çıkıntılı kıyıları sayesinde keşfedilmeyi bekleyen pek çok koyu, köyü, köşesi var bu adanın. Güzel deniz için kıyı köşe aramaya hiç gerek yok, hemen yolun kenarındaki su bile muhteşem görünüyor.
Birçok koy ve köyü ile dağlık, yeşil bir adadır. Adanın merkezi olan Platonos’u dik merdivenleri, dar sokakları ve çiçek bahçeleri eşliğinde gezebilirsiniz. Adanın en eski yerleşimi olan Agia Marina Tepe Köyü, çınar altı meydan kahvesi, daracık sokaklarındaki harika evleri, minik fırın ve pastaneleri ile zamanda asılı kalmış gibidir. Andeli Koyu ile Agia Marina arasındaki tepede yer alan Leros Kalesi sizi, tarifsiz bir manzarayla buluşturuyor. Kumsalı ve ağaçlarıyla dikkat çeken Gourna Plajı, billur suyu ve tenhalığı ile öne çıkan Kokika Plajı, kayalık sevenleri mutlu edecek. Dyo Lisgaria Plajı ise adanın vazgeçilmezlerinden.
Leros Kalesi, Lakki Limanı, Agia Marina Limanı, Gourna, Kokika ve Blefouti plalarjı. 1912 - 1943 yılları arasında İtalyan egemenliğinde kalan Leros Adası’nın Lakki Limanı, bu dönemin izlerini taşıyan bir bölge. Faşist rejimin mimarisini yansıtan binalar, Lakki’ye alışılmış Yunan adası görünümünden çok farklı bir hava veriyor.
Adanın ikinci merkezi konumundaki Agia Marina, çok sevimli bir koy. Küçük dükkanları, kafeleri ve barları ile günün her saati dolu ve eğlenceli.
Pandeli koyu ile Agia Marina arasındaki tepede yer alan Leros kalesine çıkıp manzaraya karşı oturmanızı tavsiye ederiz.
Izgara kalamar, ızgara ahtapot, ahtapot salatası, taze balık çeşitleri, balık çorbası, karides, fava, humus, musakka, cacık "Tzatziki", kabak çiçeği dolması, Ege otları, rakının kardeşi "Ouzo" tadına bakmadan dönmeyeceğiniz lezzetlerdir.
Pandeli koyundaki Zorba Taverna, Türk yatçıların çok sevdiği, adanın en ünlü lokantalarından biri. Bloufuti koyunun tek tavernası, denizin acıktırdığı karınları çok güzel doyuruyor. Buz gibi reçine şarabı eşliğinde çıtır çıtır kabak kızartmasını ve sardalye ızgarayı özellikle tavsiye ederiz.
Şef Panagiotis Kastis, yıllar sonra Leros’a geri dönüp dedesinden kalan evi Pigadi isimli bir et ve ev yemekleri lokantasına çeviriyor. Uzun yıllar yurt dışında edindiği tecrübeyi menüsüne yansıtan şefin kuzu etli yemeklerine bayılacaksınız.
Meze ve balıktan sıkılırsanız, Alinda’daki Il Forno pizzacı sizi çok mutlu edecek.
Leros’a en yakışan sporlardan biri şüphesiz “plajlardan plaj beğenmek” aktivitesi! Kumsalı ve ağaçlarıyla dikkat çeken Gourna plajı, billur suyu ve tenhalığı ile öne çıkan Kokika plajı, kayalık sevenleri mutlu edecek Dyo Lisgaria plajı, kuzeydeki Blefouti plajı ve en güney uçtaki Xirokampos plajı öneriler arasında.